bugün
- yazarların ruh hali9
- insana kendini kötü hissettiren şeyler24
- icardi190523
- bik bik bu sözlüğün divasıdır8
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması9
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- en yaşlı özelliğiniz10
- iğrenç bir his tarif et29
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek9
- sel felaketinin nedeni cehapedir13
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız13
- fake hesabım için nick önerileri8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması17
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi10
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- ben bu davanın savcısıyım9
- suriyeliler suriye'ye dönsün13
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- düşün ki o bunu okuyor13
- 1 mayıs8
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz31
- ahirette sorulacak ilk soru9
- memesi küçük olmak16
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- oksijensizsu14
- güne bir şarkı bırak14
- anın görüntüsü13
- emmanuel emenike15
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması23
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- tilki ailesi9
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- hamas bir terör örgütüdür10
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar12
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı24
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- nazar değdi sözlük12
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız8
entry'ler (39)
yüksek gerilime sahip sözlük. gün geçmiyor ki bir kavga daha olmasın yapısında ve tartışmalar da ağır hakaretler kullanılabiliyor. 6. nesil yeni bir yazar olarak şimdilik gözlemleyebildiklerim bunlar.
- kutumda büyük hissediyorum, büyük ihtimal kırmızı
+ kusura bakmayın acun bey ben artık dayanamıyorum
acun: 20 den geriye saysaydık bari...
+ kusura bakmayın acun bey ben artık dayanamıyorum
acun: 20 den geriye saysaydık bari...
ben geceleri esen terörüm,
ben geçmişin hayaletiyim
ben kasımpaşa canavarıyım
ben darkwing duck'ım vari diyaloglarla yarım yarım yaran çizgi filmdir
ben geçmişin hayaletiyim
ben kasımpaşa canavarıyım
ben darkwing duck'ım vari diyaloglarla yarım yarım yaran çizgi filmdir
uçan sineği yumrukla düşüren bir kahramandı. beni tv karşısında çokokremli ekmeğimi yerken hügnür hüngür ağlatmışlığı vardır.
dorik dorik mogu moguuu diye az mı söylerdim şarkısını. bir eni viçi vokki gibiydi benim için.
jenerik şarkı sözlerinin tamamı;
Saber rider
And the star sheriffs
Saber rider
And the star sheriffs in the sky
Can you feel the thunder inside?
Saber rider
Make a lightning crack as you ride!
Saber rider
Saber rider
Saber rider and the star sheriffs
Saber rider and the star sheriffs
In the sky
Saber rider
Your destiny will lead you
To where'ver people need you
Though danger may have found you
You have your friends around you now now now now
Saber rider
And the star sheriffs
Saber rider
And the star sheriffs in the sky
Saber rider
bir * bir saber rider.. özlememek mümkün değil. hele ki bu şarkıda bir gitar solosi var ki on numaradır.
Saber rider
And the star sheriffs
Saber rider
And the star sheriffs in the sky
Can you feel the thunder inside?
Saber rider
Make a lightning crack as you ride!
Saber rider
Saber rider
Saber rider and the star sheriffs
Saber rider and the star sheriffs
In the sky
Saber rider
Your destiny will lead you
To where'ver people need you
Though danger may have found you
You have your friends around you now now now now
Saber rider
And the star sheriffs
Saber rider
And the star sheriffs in the sky
Saber rider
bir * bir saber rider.. özlememek mümkün değil. hele ki bu şarkıda bir gitar solosi var ki on numaradır.
i bet i cannot find 1.000.000 people iyiymiş. bir milyon kişi bulurlarsa çok gülerim *
her biri tiki dili ve edebiyatı nın güzide eserleridir. serbest ölçü kullanılır.
eğer aşıksa allahına kadar severler, dünyadaki tek kadın sevgilisidir onun için. zaman zaman içine kuşku düşse de görmezden gelir. aşık olduğu kişiye güveni tamdır ta ki aldatıldığını anlayana kadar. sevgilisinin en yakın arkadaşım diye bahsettiği kişiyle de eş zamanlı birlikte olduğunu anlayana kadar.
telefonda başından aşağı kaynar sular dökülmüştür, içi yanıyordur. ensesinden kuyruk sokumuna kadar bir soğuma ve uyuşukluk hissi vardır. hemen neler hissettiğini saklar ve sorduğu ilk soru "hiç onu öptükten sonra gelip beni de öptün mü?" olur. evet cevabını alır. yıkılır ama belli etmez. birazdan seni arayacağım der ve telefonu kapatır. telefonda ağlayamamıştır dolu dolu ağlar.
"ben bu kadar kendimi adamışken bunu hak edecek ne yaptım?" diye sorar kendi kendine. cevap bulamamıştır.
"evet bunları hak etmedim." der ve bunun farkına vardıktan sonra taarruz planını kurar. çok değil 5 dakikasını alır. hemen telefona sarılır ve en yumuşak ses tonuyla "yıktın beni ama sana o kadar aşığım ki seni terkedemem. yalnız şartlarım var. bir daha bana yalan söylemeyeceksin ve bir daha asla beni aldatmayacaksın" gibi laflar eder. amacı içindeki o büyük, dünyalara sığmayacak aşkın on dakika önce bir saniyede bittiğini çaktırmamaktır. tabii ki karşısındaki onun ikna kabiliyetiyle ve rol yapabilme potansiyeliyle bu numarayı yer. ondan sonraki üç ay olabilecek en iyi sevgiliyi oynar. evine - iş yerine sürpriz çiçekler gönderir. hatalarını hoş görür ve karakteri gereği karşısındakini çok iyi analiz ettiğinden onun hoşuna gidecek her şeyi yapar. o an sevgilisi için mükemmel bir eştir ve karşısındaki ona deliler gibi aşıktır. bu rol süreci karşısındakinin hislerini ve aşkını maksimuma çıkarana kadar devam eder.
o sıralarda cep telefonu henüz yaygın değildir. sevgilisi kendisinin doğum gününde kendisiyle buluşmak için beşiktaş iskelesine gider. yaklaşık 4 saat kadar bekler. ama akrep burcu erkeği evinde, ev telefonunun prizini çekmiş halde akşamı beklemektedir. akşam olur prizi tekrar takar. beş dakika içerisinde telefon çalar ve sevgilisi inanılmaz soğuk bir ses tonuyla karşılaşır. akrep ona ilişkinin bittiğini kendi doğum gününde söyler. kız eşekten düşmüş karpuza döner. ne olduğunu anlayamamıştır. (vakt-i zamanında akrep ona tüm içtenliğiyle şiirler yazmıştır ve hatun kişi bu şiirleri çok sevmektedir) akrep erkeği soğuk ses tonuyla ilişkinin bitme sebebinin "artık sana o şiirleri yazarken hissettiğim şeyleri hissetmiyorum" diyerek açıklar. sonra da telefonu kapatır ama vicdanına yenik düşerek arkadaş kalmayı fakat bir daha buluşmamayı kabul eder. sanıldığının aksine mutlu olmamıştır. sadece yapması gerekeni yapmıştır ekseriyetle mutsuzdur ve içi içini yemektedir.
hatun psikolojik tedavi görmeye başlar ve abuk sabuk insanlarla arkadaşlıklar kurar. hatta uyuşturucuya başlar ama akrep erkeği onu bu illetten kurtarmak için bir şey yapmaz. sadece sözlü ikazlarda bulunur. sonra diyalog yavaş yavaş kopar.
aradan on sene geçer ama akrep erkeği kendine yapılanı unutmamıştır ve sözlük sayfalarına bunları yazar..
Based On A True Story
Arzu Film Sundu...
telefonda başından aşağı kaynar sular dökülmüştür, içi yanıyordur. ensesinden kuyruk sokumuna kadar bir soğuma ve uyuşukluk hissi vardır. hemen neler hissettiğini saklar ve sorduğu ilk soru "hiç onu öptükten sonra gelip beni de öptün mü?" olur. evet cevabını alır. yıkılır ama belli etmez. birazdan seni arayacağım der ve telefonu kapatır. telefonda ağlayamamıştır dolu dolu ağlar.
"ben bu kadar kendimi adamışken bunu hak edecek ne yaptım?" diye sorar kendi kendine. cevap bulamamıştır.
"evet bunları hak etmedim." der ve bunun farkına vardıktan sonra taarruz planını kurar. çok değil 5 dakikasını alır. hemen telefona sarılır ve en yumuşak ses tonuyla "yıktın beni ama sana o kadar aşığım ki seni terkedemem. yalnız şartlarım var. bir daha bana yalan söylemeyeceksin ve bir daha asla beni aldatmayacaksın" gibi laflar eder. amacı içindeki o büyük, dünyalara sığmayacak aşkın on dakika önce bir saniyede bittiğini çaktırmamaktır. tabii ki karşısındaki onun ikna kabiliyetiyle ve rol yapabilme potansiyeliyle bu numarayı yer. ondan sonraki üç ay olabilecek en iyi sevgiliyi oynar. evine - iş yerine sürpriz çiçekler gönderir. hatalarını hoş görür ve karakteri gereği karşısındakini çok iyi analiz ettiğinden onun hoşuna gidecek her şeyi yapar. o an sevgilisi için mükemmel bir eştir ve karşısındaki ona deliler gibi aşıktır. bu rol süreci karşısındakinin hislerini ve aşkını maksimuma çıkarana kadar devam eder.
o sıralarda cep telefonu henüz yaygın değildir. sevgilisi kendisinin doğum gününde kendisiyle buluşmak için beşiktaş iskelesine gider. yaklaşık 4 saat kadar bekler. ama akrep burcu erkeği evinde, ev telefonunun prizini çekmiş halde akşamı beklemektedir. akşam olur prizi tekrar takar. beş dakika içerisinde telefon çalar ve sevgilisi inanılmaz soğuk bir ses tonuyla karşılaşır. akrep ona ilişkinin bittiğini kendi doğum gününde söyler. kız eşekten düşmüş karpuza döner. ne olduğunu anlayamamıştır. (vakt-i zamanında akrep ona tüm içtenliğiyle şiirler yazmıştır ve hatun kişi bu şiirleri çok sevmektedir) akrep erkeği soğuk ses tonuyla ilişkinin bitme sebebinin "artık sana o şiirleri yazarken hissettiğim şeyleri hissetmiyorum" diyerek açıklar. sonra da telefonu kapatır ama vicdanına yenik düşerek arkadaş kalmayı fakat bir daha buluşmamayı kabul eder. sanıldığının aksine mutlu olmamıştır. sadece yapması gerekeni yapmıştır ekseriyetle mutsuzdur ve içi içini yemektedir.
hatun psikolojik tedavi görmeye başlar ve abuk sabuk insanlarla arkadaşlıklar kurar. hatta uyuşturucuya başlar ama akrep erkeği onu bu illetten kurtarmak için bir şey yapmaz. sadece sözlü ikazlarda bulunur. sonra diyalog yavaş yavaş kopar.
aradan on sene geçer ama akrep erkeği kendine yapılanı unutmamıştır ve sözlük sayfalarına bunları yazar..
Based On A True Story
Arzu Film Sundu...
can atilla'nın 1453 sultanlar aşkına albümünde yer alan çok ama çok güzel bir şarkı.
http://www.youtube.com/watch?v=4EQCJR_m5-k
http://www.youtube.com/watch?v=4EQCJR_m5-k
bindirimde indirime gidilmiştir. ufak bir matematik hesabıyla X.1,75.0,83=145,25.X olur.
yani totalde %45,25 bindirim uygulama kararı alınmıştır. hamd olsun eskisi kadar çok girmedi diyoruz.
yani totalde %45,25 bindirim uygulama kararı alınmıştır. hamd olsun eskisi kadar çok girmedi diyoruz.
(bkz: she loves me not) *
adeta bir hakan şükür hikayesi;
ve hakan kaleciyle karşı karşıya vurursa gol olur, vuruyor... taç!
ve hakan kaleciyle karşı karşıya vurursa gol olur, vuruyor... taç!
rte'yi savunmak olarak algılanmasın ama sanki çok daha önce yapılması gereken bir tavırdı bu. daha önce bu gibi çıkışlar yapılmadı da ne oldu? gitti bop eşbaşkanı oldu, elimize ne geçti? rahmetli özal da bir koyup 3 alacağız demişti de üçün birini almıştık.
yılışık tutum bizi ne ab'ye sokabildi ne de itibar kazandırdı. bence kaybedecek çok büyük şeylerimiz yok. olması gerekeni yapmak kahramanlıksa bu bir kahramanlıktır ama çok geç kalınmışından. seçim yatırımı ya da bir iki gün sonra yan çizilecekse asena ne ki tanyeli ne ki anladınız siz onu...
yılışık tutum bizi ne ab'ye sokabildi ne de itibar kazandırdı. bence kaybedecek çok büyük şeylerimiz yok. olması gerekeni yapmak kahramanlıksa bu bir kahramanlıktır ama çok geç kalınmışından. seçim yatırımı ya da bir iki gün sonra yan çizilecekse asena ne ki tanyeli ne ki anladınız siz onu...
iyi ya da kötüdür diyemeyeceğim ama davos'ta hep özlemini duyduğum kişilikli bir ülke başkanı profili çizmiş kişidir.
bilinç altımızda bir kronik eziklik hissi oluşmuş da haberimiz yokmuş ve kişilikli olma yönünde ne de büyük bir eğilimimiz varmış!
yıllardır ahmedinejad'ın abd - israil - ab triasına kafa tutmasına imrenirim (altını çizmek istiyorum rejime, sivriliğine değil sadece dünyanın en büyük güçleri sayılan ülkelerin yaptırımlarına karşı çıkışlarına, iç işlerine karıştırmamasına...). bu gün içimde bir gurur duygusu hakim. iki gün sonra imf yine bir sürü dayatmalarla kapımızı çalacak, yine borçlarımızla köşeye sıkıştırılacağız. hiç inanmasam da yine aynı kararlı ve kişilikli tavrı beklemekteyim kendisinden. dişini göstermezsen ortadoğu'da sözü en çok geçen ülke elbette iran olacaktır. dünyaya kafa tutan israil'in başbakanına gereken/hak ettiği sözleri söyledin. ben inanıyorum ki bu karakterli duruşla ab ye de onlara mecbur olmadığımızı söylesen bu ezik profilimizden çok daha saygın bir yerde oluruz.
bilinç altımızda bir kronik eziklik hissi oluşmuş da haberimiz yokmuş ve kişilikli olma yönünde ne de büyük bir eğilimimiz varmış!
yıllardır ahmedinejad'ın abd - israil - ab triasına kafa tutmasına imrenirim (altını çizmek istiyorum rejime, sivriliğine değil sadece dünyanın en büyük güçleri sayılan ülkelerin yaptırımlarına karşı çıkışlarına, iç işlerine karıştırmamasına...). bu gün içimde bir gurur duygusu hakim. iki gün sonra imf yine bir sürü dayatmalarla kapımızı çalacak, yine borçlarımızla köşeye sıkıştırılacağız. hiç inanmasam da yine aynı kararlı ve kişilikli tavrı beklemekteyim kendisinden. dişini göstermezsen ortadoğu'da sözü en çok geçen ülke elbette iran olacaktır. dünyaya kafa tutan israil'in başbakanına gereken/hak ettiği sözleri söyledin. ben inanıyorum ki bu karakterli duruşla ab ye de onlara mecbur olmadığımızı söylesen bu ezik profilimizden çok daha saygın bir yerde oluruz.
simon peres işitme sorunları nedeniyle sesinin yüksek çıktığını, tayyip erdoğan'ın şahsına ve Türkiye'ye karşı saygı duyduğunu belirtmiştir.
muhtemelen tayyip erdoğan da efendi ol ciğerimi ye demiştir.
muhtemelen tayyip erdoğan da efendi ol ciğerimi ye demiştir.
hünkar beğendinin yanında coşkuyla yenebilecek leziz bir yemek.
(bkz: götünden sallamanın en güzel örneği)
(bkz: götünden sallamanın en güzel örneği)
cheol-hie park ın yazıp yönettiği 2006 yapımı kore filmi. film matador olmak isteyen dilsiz bir kiralık katil, bir hayat kadını ve bir sokak çocuğunun hikayesini anlatıyor. hikaye çok güzel işlenmiş ve cheol-hie park kamera arkasında çok güzel işler başarmış. son zamanlarda izlediğim en iyi film olduğunu söyleyebilirim. filmin ingilizce adı no mercy for the rude dur.
--spoiler--
özellikle piknik sahnesinde çocukla adamın boğa güreşi yaparken kadının dans edişi içime inanılmaz bir huzur doldurmuştur. sanırım yönetmenin bu sahnede hissettirmeye çalıştığı şey de bu aslında. karakterlerin eksikliğini duyduğu aile özlemini gidermiş.
hastanedeki sahnede de el üzerine parmakla yazı yazarak kavga etmeleri beni epey güldürdü.
final sahnesinde ise kavga esnasında fonda çalan çav bella melodisi yedi bitirdi beni.
--spoiler--
--spoiler--
özellikle piknik sahnesinde çocukla adamın boğa güreşi yaparken kadının dans edişi içime inanılmaz bir huzur doldurmuştur. sanırım yönetmenin bu sahnede hissettirmeye çalıştığı şey de bu aslında. karakterlerin eksikliğini duyduğu aile özlemini gidermiş.
hastanedeki sahnede de el üzerine parmakla yazı yazarak kavga etmeleri beni epey güldürdü.
final sahnesinde ise kavga esnasında fonda çalan çav bella melodisi yedi bitirdi beni.
--spoiler--